“Anneme iyi olduğumu söyleyin!”
Bu mesaj acaba yerine ulaşacak mı?
Ya da nasıl ulaşacak?
Bir tankın içinde birkaç İsrailli asker.
Askeri harekatta, Lübnan’a sevkedilmişler.
Bir başka ülkenin topraklarındalar!
Bir buçuk saatte, onların gözünden savaşı görüyoruz.
Öldürüyor, ölüyorlar.
Çünkü “Savaş Savaştır! Biz buradayız! Bunun tam içinde! Tereddüde yer yok!”
Kendisi de 1982’de Lübnan’a karşı askeri harekâtta bir tankın içinde bulunan yönetmen savaşın, kan dökmenin anlamsızlığını anlatıyor.
Tarafları, nedenleri değil, olayın kendisini, savaşı!
Ruhlarda açılan ve bir türlü iyileşmeyen yaralar nedeniyle olsa gerek, bu filmini ancak 35 yıl sonra ancak çekmeye cesaret edebilmiş.
Savaş savaştır! Evet doğru!
Ama yaşanan trajedinin anlamazlığını açıklamaya yetmiyor.
Çok ders var bu filmde.
Bunlardan herhalde en önemlilerinden biri de filmin İsrail hükümeti tarafından “ordu düşmanlığı” yapan bir film olarak damgalanması.
Ama İsrail buna rağmen filmi Oscar’a aday göstermekten de geri kalmamış.
Tarık Demirkan