O haberi duyduğum andan itibaren karmaşık duygular içindeyim.
İki darbeci, iki diktatör, iki işkenceci mahkûm oldu!
Bir zamanların “hayata” ve “ölüme” yön veren efendileri, temsili de olsa hapse atıldılar.
Kolay değil, binlerce insanın ahı vardı sırtlarında! Acılar ve öfkeler peşlerindeydi yıllardır!
Şimdi müebbet hapse mahkûm edildiler, ama buna rağmen gölgesiz bir güneş değil mutluluğum.
Hayır, hissettiklerimin nedeni, darbenin üzerinden 25 yıl geçmiş olması değil!
Bir asır bile geçse, insanlığa karşı işlenen suçların hiçbir şekilde zaman aşımına uğramaması gerektiğine inananlardanım!
Tarifsiz acılara neden olanlara verilecek cezalar, yüz binlere varan kayıpları ortadan kaldırmayacak, ölenleri geri getirmeyecek, çekilen derin acıları telafi etmeyecek.
Ancak, bu tür suçların asla unutulmadığını kanıtlayacak!
Peki, ama o halde neden ikircimsiz sevinemiyorum? Neden?
İşte bir zamanların iki diktatörü mahkûm oldu!
İki general kalıntısının yaşlarının doksana varması mı huzursuz ediyor beni?
Çekecekleri cezanın az olması mı?
Hayır! Bu tür cezaların sembolik olduğunun da bilincindeyim!
Önemli olan, toplumda “zaman gelir devran döner, herkes hesap verir” bilincinin yer etmesi değil mi? İşte ceza verildi! O halde sorun ne?
Huzursuzum, çünkü yüreğimin bir tarafında hala bir sızı hissediyorum!
Bir ses, “boşuna” diyor, “bu cezalar bu toplumu arındırmayacak”.
Kayıplarımızın, acılarımızın, gözyaşlarımızın yine bazı çıkarlara kurban edildiğini düşünüyorum.
Acılarımızın çoğu kez olduğu gibi, bu kez de kullanıldığını hissediyorum.
Gerçek bir arınma süreci değil bu!
Çünkü en üstteki iki karar vericinin son birkaç yılını, kağıt üzerinde müebbet hapis cezası altında geçirecek olmalarının dışında kimsenin burnu bile kanamayacak!
Yüz binleri keyfi bir şekilde hapislere atan, on binlerce insanı ağır işkencelerden geçiren, yüzlerce insanı asan kesen öldüren bir mekanizma iki general eskisinin sözüm ona cezalandırılmasıyla aklanmış olacak!
Toplum vicdanının arınması sağlanmadan, bir dönemin kirli defterleri kapatılacak!
Gerçek bir aklanma yaşanmadığı için, geçmişle hesaplaşma “sözüm ona” yapılacak!
Darbenin kahrolası ruhu, diktatörlüğün lanet özü, bir ideoloji uğruna insanlara yapılan eziyetin, çektirilen acıların sefaleti kavranmadığı için, bu toplumda özünde hiç bir şey değişmeyecek!
Çünkü geçmişindeki diktatörlüklerin neden olduğu acılarla gerçekten hesaplaşan bir toplum, son bir yıl içinde on gencinin sokaklarda nedensiz öldürülmesine sessiz kalamaz!
Çünkü geçmişindeki karanlık dönemlerle gerçekten hesaplaşan bir toplum, yüzlerce gencinin sınırdan kaçak eşya geçiriyor diye kendi ordusu tarafından bombalanmasını suskunlukla geçiştiremez!
Çünkü geçmişindeki darbeci zorbalardan gerçekten hesap soran bir toplum, kanun tanımadan ülkeyi babadan kalan bir tımar gibi yönetenlerin keyfi baskına boyun eğemez!
Ve bir ülke, BUGÜN sokaklarda çocuklarını öldüren zulme sessiz kalıyorsa;
ve BUGÜN bombalarla parçalanan gençlerinin ölümünü suskunlukla geçiştiriyorsa;
ve eğer BUGÜN kanunsuzluklara, baskılara boyun eğiyorsa;
DÜN neden oldukları felaket nedeniyle iki yaşlı general eskisinin BUGÜN mahkûm edilmesi ne yazık ki inandırıcı değildir.
(sendika.org, 19 Haziran 2014)