Kişiler

Ah Metin!

Aynı yerlerden kopup gelmiş olsak da,

Onu çok sonraları, Londra yıllarımda tanıdım!

Az konuşurdu!

Az yerdi, az gezerdi, az arkadaşı vardı!

Azdı birebir ilişkisi dünyayla.

Yaşadığı toplumla temasını, alış verişini (sadece maddi anlamda değil), olabildiğince asgariye indirmişti.

Yerküreye sanki sadece izlemek için gelmiş gibi bir izlenim bırakırdı çevresinde.

Olup bitenleri şaşkınlık belirtisi göstermeden izlerdi.

Bir zamanlar 12 Eylül zindanlarında da tutulan kırılgan bedeni ve ruhu çevresindeki dünyanın “bu kadar da olmaz” dedirten devinimini, ilk bakışta, sıcakta yanmanın, soğukta donmanın olağanlıyla kabul eder gibi görünürdü.

Ama, bilenler bilirdi, neredeyse mimiksiz yüzünün her bir köşesine damgasını vuran sükuneti, elbette ki sahteydi.

Ruhunun derinlerinde kopan fırtınayı dindirmeyi asla başaramaz, benliğindeki derin çatlağın girdabını resimle ve sanatla doldurmaya çalışırdı.

Yalnızlığı, bir bayrak gibi de değil, hiç umursamadan taşırdı.

Onun yakınlığını ancak hak ederek kazanabilirdiniz.

Sevginin hakkını gerçekten verenlerdendi.

Sessizce yaşadığı bu dünyadan yine sessizce ayrılmış, Metin Şenergüç.

Ah Metin! Senin varlığından haberi olmayan bu gürültülü dünya

Yokluğunu da umursamayacak, biliyorum.

Ama büyük uyumun bir tınısı daha eksildi seninle.

Seni tanıma fırsatı bulamayanlar için bile ne olduğu tam olarak tanımlanamayan bir eksiklik duygusu olarak kalacaksın.

 

 

Tarık Demirkan

17.12.2018

 

2 thoughts on “Ah Metin!

Yorum bırakın