Diğer

Neye Evet, Neye Hayır?

Referandum sonuçları Türkiye’nin yarınını nasıl etkileyecek?

Elbette bugün en önemli soru şu.

“Evet” mi çoğunlukta olacak yoksa “Hayır” mı?

Şu kadarını artık çok net biliyoruz:

Eğer yeni rejim onay alırsa, Türkiye’nin içinde bulunduğu “olağanüstü dönem” nedeniyle gündeme getirilen her türlü baskıcı önlemler 17 Nisan sabahından itibaren artık normal dönemin de uygulaması olacak.

Yani hayat bir tür “yasal sıkıyönetim” altına alınacak.

Buna baskı rejiminin yasallaşması adını da verebiliriz.

Toplumsal gerilimlerin artmasına paralel olarak baskılar da artacak ve bu tamamen normal sayılacak.

Hem anayasal ve hem de halkoylaması nedeniyle toplumsal meşruiyet kazanmış baskıcı ve otoriter bir dönem bekleyecek Türkiye’yi.

İnsan hakları ve özgürlüklerin halkoylamasıyla askıya alındığı dünyadaki ilk ülke olacak Türkiye.

Çünkü kim olursa olsun, seçilecek o“tek adam” bu hak ve özgürlükleri eğer gerekli görürse kimseye hesap vermeden silebilecek.

 

Peki, “hayır” çıkarsa?

Bu durumda ortaya çıkan tablo o kadar net değil.

Bugüne göre çok şey değişmeyecek.

Cumhurbaşkanı, Hükümet, Olağanüstü hal, Yanlı Adalet Mekanizması, Yandaş Medya, vakıflarıyla, havuzlarıyla, yolsuzluk ve yanlı ihaleleriyle toplumu bütünüyle markaj altında tutan sosyal ve ekonomik yapılanma devam edecek.

Ancak çok önemli bir fark var:

Bu rejim bugün nasıl meşru değilse, 17 Nisan sabahı da meşru olmayacak.

Yani Türkiye’nin demokrasi güçleri maçı uzatmaya götürecekler.

 

Bu alternatifler elbette 17 Nisan sabahının alternatifler.

Ama bir gerçek var ki, o daha bugünden itibaren resmen Türkiye’nin üzerine bir kabus gibi çökmüş durumda.

16 Nisan referandumu ilerde Türkiye’nin bölündüğünün kayıt altına alındığı tarih olarak anılacak.

Bu ülke, bu halk tarihinin hiçbir noktasında böylesine büyük bir kamplaşmanın içine girmeye zorlanmamıştı!

Hem de neredeyse göbekten çatladı toplum!

Kamuoyu yoklamaları referandumda çok küçük bir oranın belirleyici olacağını işaret ediyor.

İki taraf da yüzde elliye çok yakın

Birbirinden taban tabana zıt iki siyasi alternatif arasındaki toplumsal fay hattı o kadar güçlü ki, bunun ilerde Türkiye’nin şimdiye dek hiç görmediği toplumsal bir depreme  neden olması kaçınılmaz.

Referandumun sonucu ne olursa olsun, bu kamplardan biri diğerine düşman kesilecek!

Toplumu sürekli iç ve dış düşman yaratarak zıtlıklar üzerine inşa eden ve iktidarını koruyan AKP, dağa doğrusu RTE rejimi bu referandumla aslında kendi sonunu da ilan etmiş oluyor.

Kazansa bile!

Çünkü bu referandum rejim karşıtlarının çetelesinin tutulduğu bir referandum bu ve toplumun % 50’si rejime hayır diyecek!

Ve unutmayın, dünyanın hiç bir ülkesinde toplumun yarısına, onun istemediği bir şeyi ilelebet kabul ettirebilecek bir “rejim” daha icat edilmedi.

Ve bundan sonra toplumsal muhalefetin sorumluluğu çok büyük.

15 yıllık AKP döneminin “hasar tespit” çalışmalarını yapıp, yeni dönem iktidara talip olan muhalefetin en büyük amacı toplumun tam ortasından geçen bu fay hattını ortadan kaldırmak olmalı.

Türkiye’nin aydınlık ve istikrarlı yarınları için takip edilecek yolda referandumda “HAYIR”,

AKP iktidarının uyguladığı toplumu bölen politikaya “HAYIR”,

Ve toplumu yeniden bir araya getirecek, etnik ve hayat tarzları bakımından kavgasız ve kardeşçe bir hayata ise “EVET” demek gerekiyor.

 

Tarık Demirkan

16 Nisan 2017

 

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s