Diğer

„Allah korkusu” ve “iyi insan” olmak

Geçenlerde bir video gördüm sosyal medyada.

Adamın biri elindeki terlikle bir kuran kursunda bir çocuğu “cezalandırıyordu”.

Ama nasıl dövmek!

kuran-kursu-nda-kucuk-cocuga-terlikle-dayak

Kafasına yüzüne, vücuduna aldığı darbelerden dehşete düşen çocuk ise yalvarıyor ve ne söylediği çok anlaşılmadan sıkıştırıldığı köşede “aman diliyordu”.

Dayağın nedeninin ne olduğu, o iri yarı adamın, küçük çocuğu hangi suçu nedeniyle dövdüğü belli değildi.

Ama önemli olan olayın ardındaki neden de değildi.

Acımasız şiddetin, Müslüman bir ülkenin, islamı ve Kuranı Kerimi öğreten bir kurumunda yaşanmış olması çelişkiyi arttırıyordu.

Evet, insanın kanını donduran bu tür görüntüler elbette çok ender de değil.

Ve evet şu da bir gerçek ki, ülkemizde şiddet sadece bu tür kurumlarda yok.

Ama Allah korkusuyla ve dine bağlılıkla vicdanlı ve merhametli kuşaklar yetiştirilebileceğini düşünen “dünya görüşünün”  çıkmazını göstermesi bakımından önemliydi bu görüntüler.

Ülkemiz şiddeti yaşıyor.

Sadece siyasi kökenli ve toplumsal terörle değil, sıradan insanın tavrında da, sorunların çözümünde hemen başvurulan bir yöntem olarak akla önce şiddet geliyor.

Şiddet uygulayarak sorunların çözülebileceği, insanın iyi yola sevk edilebileceği kanısı hâkim topluma.

Oysa şiddete başvuran insanlara sorduğunuz zaman çoğunluğun dini bütün olduğunu, ve neredeyse herkesin kalbinde “Allah korkusu” taşıdığını görüyorsunuz.

Elhamdülillah müslamanız!”

Oysa acaba “iyi insan olmak”  ve hayatı “ahlaklı” bir şekilde sürdürmek dinle bağıntılı mı?

Dünyaya bakıyoruz: mesela bir İzlanda örneği var.kep1-jpg_85

Dünyada suç işleme oranının en düşük olduğu ülke.

Ordusu yok, kayda değer bir polisi yok, suçla mücadele kurumu yok.

Çünkü ortada kayda değer suç yok.

Ama öte yandan bu ülkede toplumun yarısı, kendini resmen “dinsiz” olarak tanımlıyor.

25 yaşın altındaki gençler arasında dünyanın “İncil’de anlatıldığı gibi” yaratıldığına inananların oranı ise sıfır.  Evet, sıfır!

Bizde “evrim” teorisi okul kitaplarından çıkarılırken, mesela İzlanda’da çocuklar arasında dünyanın 7 gün içinde yaratıldığına artık kimse inanmıyor.

Ama bizde herkes birbirine şiddet uygularken, İzlanda’da toplumsal barış hüküm sürüyor.

Şiddete başvurup, sonra bu işin içinden “Elhamdülillah müslamanız!” diye sıyrılıveren inanların çoğunlukta olduğu bir ülkeyiz.

Ve dine inanmamanın, Tanrının varlığını yadsımanın en ağır “etik suçlardan” biri görüldüğü, “Allahsız” tanımlamasının da en ağır küfürler arasında bulunduğu bir ülke.

Ama İzlanda’nın dinsizleri yüreklerinde “Allah korkusu” taşımadan da suç işlemeyi unutabilmişler.

Peki, bu işte bir çelişki yok mu sizce?

 

 

Tarık Demirkan

 

15.01.2017

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s