Diğer

Işıklar bir bir sönerken

handwriting-600Son birkaç günün gelişmelerine göz atalım:

“OHAL bir yıl daha bile uzatılabilir” mesajı ortaya atılıyor.

OHAL kararnamesiyle yurt dışında milli orduyla harekat  izni bir yıl daha uzatılıyor.

Ve Türkiye Lozan’ı tartışıyor.

Bugünkü ulusal sınırların çizildiği, Cumhuriyetin temeli olan uluslararası sözleşme “yetersizdi” mesajı veriliyor.

Damardan giriliyor milliyetçiliğe: “acaba topraklarımızı geri alabilir miyiz?”

Yunan adaları falan şimdilik değilse de, acaba Arap coğrafyasından ne koparabiliriz?

Hani hazır girmişken?

Bu arada Şahin Alpay 65 gündür hapiste!

Nemciye Alpay 33 gündür!

Lale Kemal 65 gündür!

Aslı Erdoğan 45 gündür!

Mehmet Altan 11, Ahmet Altan 10 gündür!

Nazlı Ilıcak? Edebiyatçı Murat Özyaşar?

Daha kimler? Kimler?

Listesi bile tutulmuyor artık.

Ülkede uğursuz bir sessizlik hâkim.

“15 Temmuz’u lanetlemeyenler darbe girişiminin parçasıdır” demiş Erdoğan.

Bu ne demek?

Olayları bizim gördüğümüz ve bizim nitelediğimiz gibi görüp göstereceksiniz demek!

Bir cinayet mi işlendi? Eğer “lider” cinayeti bir kez lanetlemişse “şu cinayeti bir inceleyelim” diyenin katillikle suçlanabilmesi demek!

Ülkede bir zamanlar medya hükümet yanlısı diye eleştirilirdi. Şimdi geri dönüp baktığımızda o günler bile aranır hale geldi.

Dün yine bir sürü tv kanalı, radyo, internet sitesi kapatıldı.

“Darbe ilişkisi var” ithamıyla!

Kapatılanlardan biri de Kürtçe yayın yapan bir çizgi film kanalı!

“Tom ve Jery” darbeyi mi kışkırttı acaba savcıya göre?

Yoksa “taş devri” diyaloglarında bugüne atıf yapan “subliminal” mesajlar mı görüldü, hani Mehmet Altan’ın konuşmasında olduğu gibi?

Ülkede ağır bir sessizlik hâkim!

Siyasi rejimin her zaman tek renkliliği savunması bize özgü bir gelenek mi acaba?

Bizim ülkemizde hep böyle olmadı mı?

Nazım Hikmetlerden, Sabahattin Alilerden, Sabiha Sertellerden,  Çetin Altanlara, Yaşar Kemallere, İsmail Beşikçilere  kadar demokrasi için sesini yükselten herkes kendini hapiste bulmadı mı?

Ama bugün bu yukarıdaki isimler hatırlanıyor, onları hapislerde çürütmeye çalışan “hırslı muktedirler” değil.

Hiç mi ders almaz bu siyasiler?

Farklı sesleri susturarak;

Korku ve baskıyla “yanılmaz liderin” söylediği “doğruları” sürekli alkışlayan kukla bir toplum yaratmaya çalışarak başarıya ulaşabilir misiniz?

Bu yöntemin başarılı olduğu, dünyada tek bir ülke gösterebilir misiniz?

Hapse atılan her gazeteci, her yazar, her edebiyatçı ve her düşünür, ülke için bir ışığın daha sönmesi anlamına geliyor.

Bu ise zifiri karanlığı geri dönüşü olmayacak biçimde katmerleştiriyor.

Ne askeri darbe ve ne de “tanrının lütfu” sivil darbe! Bizim için demokrasiden başka çözüm yok!

Bugün değilse yarın, ama toplum, üzerine çöken bu karabasandan uyanacak!

İnancınızı yitirmeyin! O yoğun sessizlik sizi susturamasın!

Demokratik bir toplum ve insanca bir yaşam mücadelenizi terk etmeyin!

O koğuşların kapıları açılacak!

Ve kaybedilen yılların hesabı verilecek!

02.10.1016

 

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s