Önce şöyle bir fotoğraf gördüm:
Çin tarafından inşa edilen ve bugüne kadar yapılmış en büyük evren gözleme-izleme radarı.
Daha doğrusu radyo teleskop.
Çapı 500 metreymiş.
Büyüklüğü daha iyi hissedilebilsin diye başka ölçüler de vermişler.
Çanağının içine 30 futbol sahası sığarmış.
Adı FAST olarak kısaltılan bu muazzam radyo teleskopun amacı “extraterrestrial” yani bildiğimiz tanıdığımız dünya dışı bir zekânın izlerini aramak, onların gönderecekleri mesajları yakalamak ve onlarla irtibat kurmaya hazırlanmakmış.
Yine bu arada, ama bu tesisle ilgili olarak değil, XXI yüzyılın en büyük dâhisi olarak tanınan Stephen Hawkins’in satırlarını okudum:
Meali şöyleydi: “Eğer insanoğlu dünya dışından bir mesaj alırsa, ona kesinlikle yanıt vermemeli, yoksa Kızılderililerin Kristof Kolomb karşısında düştüğü duruma düşebilir.”
Evet, katılıyorum, bu ürkütücü uyarıda haklılık payı olabilir!
Evrenin bilinmez derinliklerinde bizden çok daha farklı, gelişkin ve kendi amaçları doğrultusunda insan türünü yok etmek isteyebilecek doğal veya yapay zekaya ve buna uygun teknolojiye sahip varlıklar yaşayabilir.
Yani durduk yerde bu “ gelişmiş vahşileri” başımıza sarmayalım, diye ihtar eden Hawkins’in uyarısı gayet yerinde.
Ama… (evet bu düşüncenin bir de aması var!)
İnsanoğluna en büyük zararı veren dünyevi varlıklardan, kendi türdeşlerinden nasıl kurtulacağız?
Kızılderilileri, Avustralya’nın yerlilerini, Güney Amerika’nın İnkalarını, Mayalarını, Asya kabilelerini (yani kendi türünü), yok edenlerden;
Afrika’nın yerlilerini, (yani kendi türünü) acımasızca yüzyıllar boyunca zincire vurup satanlardan;
Bugün hala dünyanın dörtte üçünü (yani kendi türünü) acımasızca sömürenlerden;
Hangi ülkede olursa olsun, insanlık tarihi dediğimiz şeyi katliamlar tarihine çevirenlerden?
İnsanlara (yani kendi türüne) ezilecek böcek muamelesi çekenlerden;
Yaşadığı ülkede kendi ırkından, kendi milletinden, kendi dininden, kendi soyundan insanlara basit maddi çıkarlar, ya da garip bir takım saplantılar nedeniyle işkence edenlerden, gerekli gördüğünde acımasızca öldürenlerden;
İnsanoğlunu (kendi sınırlarının dışında kalan kısmını ) öldürebilmek için envai çeşit silah geliştirenlerden;
Bunları acımasızca türdeşleri üzerinde kullanan, bundan para kazanan, kazandığı paranın vergisini ödediği için de bunu “kutsanmış, temizlenmiş, helal” sayanlardan;
Bunlardan nasıl kurtulacağız?
Hangi mesajları almadan, hangi mesajları göndermeden, hangi ilişkileri kopararak;
Hayatımızı nasıl temizleyeceğiz?
Değerli Hawkins, çok değerli dahiler, üstün zekâlılar, sayın bilim adamları!
Lütfen biz sıradan fanilerin bu sorularına da bir yanıt verin.
İnsanoğlunu, evrenin bilinmez zalimlerinden değil, kendi soyunun zulmünden nasıl kurtarabiliriz?
Uzayın derinliklerini dinlemek ve insanın kurtuluşunu orada aramak yerine, insanoğlunun ruhuna, acı çekenlerin ahına kulak verip türümüzün ve dünyamızın kurtuluşunu orada bulmak daha kesin bir çözüm olmaz mı?
Evrene teleskoplarımızı odaklamadan, önce kendi kapımızın önünü biraz temizlesek, ne dersiniz?
Tarık Demirkan
25.09.2016