Uzun gece mavisi kıyafetiyle karanlığın içinden çıkıp şarkısını söylemeye başladığında aslında dile getirdiği elbette sadece 250 bin Kırım Tatarının acısı değildi.
“Yabancılar geldiğinde
Evlerinize gelecekler
Hepinizi öldürecekler
Ve diyecekler ki,
Biz suçlu değiliz
Suçlu değiliz”
Tanrım, ne kadar tanıdık bir sahne!
Dünyanın dört bir köşesinde, yaşanan dehşet ne kadar birbirine benziyor!
Coğrafyanın ya da zamanın ne önemi var?
Cemile kuşaktan kuşağa damıtılarak aktarılan acıların Euorvision şarkı yarışması sahnesinde hesabını soruyor!
“Aklınız nerede?
İnsanlık ağlıyor
Tanrı olduğunuzu sanıyorsunuz
Ama herkes bir gün ölür
Ruhumu geri almayın
Ruhlarımızı”
Derinden gelen hüzünlü sesi, İngilizceden, doğduğu büyüdüğü topraklardan hoyratça sökülüp bilmediği yerlere sürülen büyükannesinin konuştuğu dile döndüğünde geri planda altın sarısı alevler içinde, Kırım Türkçesiyle haykırıyor:
“Gençliğime doyamadım
Ben bu yerde yaşayamadım
Gençliğime doyamadım
Ben bu yerde yaşayamadım”
Ekran başındaki yüz milyonlar, Türkçe bilmese de, eminim söylediklerini anlıyorlar! Stalin döneminde Nazilerle işbirliği yaptıkları iddiasıyla Kırım’dan Orta Asya’ya sürülen 250 bin Kırım Tatarından yarısı yollarda hayatını kaybetmişti!
Hayatta kalanların çocuklarından Cemile, intikam istemiyor!
O barış ve sevgi diyor:
“Bir gelecek inşa edebiliriz
İnsanların yaşamak ve sevmek
İçin özgür oldukları yerde
En mutlu zaman bu”
Ve insanlığa sesleniyor. Sadece kırım Tatarları adına değil elbette!
Tüm mazlum halkların, siyasette güçlü olanın acımasızca ezdiği masum insanların adına konuşarak hepimize sesleniyor:
“Kalbiniz nerede?
İnsanlık, ayağa kalk”
Ve sonra da kendini tanrı sanan diktatörlere
“Tanrı olduğunuzu sanıyorsunuz
Ama herkes bir gün ölür
Ruhumu geri almayın
Ruhlarımızı”
Cemile “Bu şarkıya kendimi özgürleştirmek, büyük-büyükannemin ve mezarı olmayan kızının, bir resimleri bile olmayan binlerce Kırım Tatarının anısını içimden salabilmek için ihtiyacım vardı” diyor.
“Gençliğime doyamadım
Ben bu yerde yaşayamadım
Gençliğime doyamadım
Ben bu yerde yaşayamadım
Vatanıma doyamadım.”
Türkçe bir çığlığa benzeyen “Vatanıma doyamadım” mısrasıyla şarkının sonuna geldiğinde Cemile tarihteki çok acılı bir sayfayı kapatabilmek için belki de yapılabilecek en güzel şeyi yapmış olmanın huzuruyla özgürlüğü yüreğinde hissediyor.
Kırım’daki Tatarlar,
Orta Avrupa’daki Almanlar, Macarlar,
Balkanlardaki Türkler,
Anadolu’daki Ermeniler,
Kürtler,
Rumlar!
Yahudiler,
Filistinliler,
Bosnalılar,
Azeriler…
Bildiğimiz bilmediğimiz tüm azınlıklar,
Acılar içinde yerinden yurdundan sökülüp atılan tüm insanlar adına,
Cemile’nin şarkısı hiçbir acının asla sonsuza kadar devam etmeyeceğini gösteriyor.
Gözyaşları içinde ümit aşılıyor herkese!
Unutmayın, o finalde yüz milyonlar Cemile’yi ve onun Büyükannesini andılar.
Onlar hatırlandı, o masum insanları yerinden söküp sürenler değil!
Tarih o masumları hatırlayacak
“Tanrı olduğunuzu sanıyorsunuz
Ama herkes bir gün ölür”
Siz lanetliler, siz hatırlanmayacaksınız!
Ve sizin tarihteki cezanız da bu olacak! Silinip tiksinilen bir mendil gibi adınız ve anınız layık olduğu yere atılacak!
Tarık Demirkan
16 Mayıs 2016