43 yılı 4,8 metre karelik bir hücrede geçirmek ne demek düşünebiliyor musunuz?
43 yıl bir hücrede tek başına?
Hücre 2 metreye 3 metre bile değil. (1,8 x 2,7 m)
Dört adım bu tarafa, 5 adım şu tarafa!
Albert Woodfox bu cehennemi yaşayan siyahî bir Amerikalı.
Dün serbest bırakıldı.
Woodfox arkadaşlarıyla birlikte 1972’de hapishanede bir gardiyanı öldürmekle suçlanmıştı.
O başından beri bu suçlamayı reddetti.
Ama sadece beyazlardan olaşan bir jüri suçunu sabit gördü ve müebbet hapse mahkûm edildi.
Oysa hâkimlerden biri, “suçun dayanakları yok” demişti.
Ve Albert Woodfox’a doğru dürüst bir avukat bile verilmemişti.
Çünkü o “Kara Panterler” adlı örgütün üyesiydi.
Kara Panterler yetmişli yıllarda Amerika’da siyahîlerin haklarını savunan militan bir örgüttü.
Albert Woodfox o tarihten beri hayatını bu avuç içi kadar hücrede geçirdi.
Gününün 23 saatini!
Bir saat ise sadece ona ait minik bir avluya çıkabilme izni vardı.
Avluya çıkarıldığında da eli kelepçeleniyordu.
43 yılı böyle geçirdi!
İnsan sesi bile duymadan!
“Bazen haykırmaya başlamaktan korkuyordum” diyordu hapishaneyi terk ettiğinde. “Ve eğer bağırmaya başlarsam susmayacağımı da biliyordum”.
Woodfox “Çıldırmanın eşiğindeydim” diyor!
Ama asıl çıldıran kim acaba?
Suçlu bile olsa bir insanı 43 yıl mutlak yalnızlığa mahkûm etmek hangi insanlığa sığar?
Amerika’da hukukçular “bu bir işkencedir” diyorlar.
USA’da hapishanelerde hayatlarını hücre cezasında geçiren 80 bin mahkûm varmış.
Woodfox “hayatımın bundan sonraki kısmını onlar için mücadele etmeye ayıracağım diyor!
Kara Panter, özgür insanların arasına hoş geldin, ki aslında sen hep özgürdün!
Tarik Demirkan