Kaldırdığı elleri bileklerinden kelepçelenmiş!
“Devletimin bana verdiği şeref madalyaları, işte bunlar” diyor!
Çevresindeki polisler de utangaç bir yüzle mırıldanıyorlar; “müdürüm, lütfen”, ve basın mensuplarının arasından sıyrılıp polis arabasına bindirmeye çalışıyorlar.
Ali Fuat Yılmazer, Emniyet İstihbarat Müdürü.
Çok değil bir yıl önce pek çok komplo soruşturmaya imza atan kilit isimdi.
O soruşturmalarla “rejim muhalifi” kadrolar terörist, darbeci, bölücü, casus damgası yemiş, müebbet hapislere mahkûm edilmişlerdi.
Dokunulamaz, ulaşılamaz, eleştirilemez isimdi!
Rejimin baş kesenlerinden!
Ne demiştik, “hukuk ve adalet herkese lazım olacak”!
Evet, şimdi de “etme bulma dünyası” demiyoruz!
Adaletin, yasalara göre işlediği ve yasaların da toplumsal mutabakatlara uygun olarak hazırlandığı demokratik bir toplum talep ediyoruz!
Çünkü “cadı kazanları” hepimizin gözleri önünde kaynamaya devam ediyor!
İşte rejimin genelde “iyi polis” rolünü oynayan yüzü Bülent Arınç açık açık söylemiş: “Casusluk operasyonunun sadece emniyette değil, başka yerlerde de ayakları var” demiş.
Ne demek bu?
“Laik Cumhuriyet yanlısı” kadroları temizlediğimiz gibi şimdi de Gülen hareketinin kadrolarını temizleyeceğiz demek!
Yani bu devlet ideolojik bir devlettir! Bu devlet mekanizmasında “bizim gibi düşünenler” kalır, diğerleri, atılır, sürülür, hatta hapse tıkılır demek!
Evet, bizim ülkemiz aslında bu tür cadı kazanlarına alışık!
Eskiden devlet makamları azınlıklardan, komünistlerden, İslamcılardan temizlenirdi!
Bu gelenek devam ediyor!
Devleti “ele geçiren” ideoloji, kendisinden farklı olanları alenen “casuslukla, vatan hainliğiyle” suçlayıp göreve kendi kadrolarını getireceğini ilan ediyor.
Ve bunu yapıyor da! Kimseye hesap verme, açıklama yapma gereğini duymadan!
Hukuk önemli değil çünkü.
Kazanlar kaynıyor!
Birileri bu kanlı kazanları karıştırmaya devam ediyor!
“Karşı Devrim” şimdi artık kendi çocuklarını da yiyor!
Ah benim çileli ülkem!
Ah bu ülkenin, hala burnundan ötesini göremeyen zavallı siyasetçileri!
Hukuk ve Adalet size de lazım olacak oysa!
23 Temmuz 2014