Soma trajedisi, insan hayatını hiçe sayan tamahkâr vahşi kapitalizmle, hiçbir şeyden çekinmeyen vicdansız ve hırslı siyasetçilerin kader birliğine karşı yapılan ilahi bir suçüstü sanki.
15 yaşında ocakta çalıştırılan çocuklar…
Seçimlerde RTE’nin mitingine zorla seferber edilen işçiler…
Bir ay önce verilen ve AKP’ce reddedilen soru önergesi…
Tasarruf adına boşverilen önlemler…
Maliyet düşüyor diye gurur duyan ağalar…
Oy için bedava dağıtılan ve üzerinde “madencinin ölümü kaderdir” yazan kömür çuvalları…
Ve sonuç, işte yüzlerce kurban, yüzlerce “yüzkarası tabut”
Daha ne olsun? Daha ne olsun? Daha ne olsun?
Bunun bir bedeli olmalı!
Bu fatura ödenmeli!
Ama bakalım kamu vicdanımızdan oluşan “jüri” nasıl tepki verecek.
Ben karamsarım! Ya sen?
Ah Nazım Hikmet ah…
14 Mayıs 2014